ZARRAB !
Yazıma, öncelikle emperyalistlerin ve siyonistlerin en belirgin özelliği ile başlamak istiyorum. Onlar hiçbir şekilde sömüremedikleri ve iş birliği yapamadıkları ülkelere asla müsamaha göstermezler. Yani sömüremedikleri ülkelere hırsız, iş birliği yapamadıkları yöneticilere ise diktatör derler.
Nitekim Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti ilk kurulduğunda Amerika Birleşik Devletlerine 16 maddelik imtiyaz tanımış, sonrasında bu imtiyazları geri çekmiş ve Rusya’yla anlaşma yoluna gitmiştir. Ardından önce Time Dergisi 1926 yılında çıkardığı bir sayısında Mustafa Kemal’e başta diktatör demiş, sonrasında ise ağza alınmayacak hakaretler savurmuştur. Time Dergisinden sonra Avrupa ülkelerinde de Mustafa Kemal’le alakalı karalayıcı kampanyalar devam etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ABD ile ilişkilerinin en iyi olduğu dönemler FETÖ’nün en güçlü olduğu dönemlerdir.
FETÖ sadece bir taşerondur. Arkasındaki güç ABD’dir.
ABD, İran ambargosunu delmek için FETÖ üzerinden Türkiye, İran, Çin ve Azerbaycan bankalarını kullanmıştır. Birde Balkan Ülkerindeki Halkbank şubeleri üzerinden para akışını buradaki finansmanlarına aktarmıştır.
Hikmeti nedir bilinmez. Burada kullanılan en önemli taşeron olan Halkbankasının yönetim kadrosunun tamamı , kapatılan Bank Asya kurucularından oluşuyor.
Ülkeye giren paralar, yine ne hikmetse Halkbank aracılığı ile 3 ayrı ABD bankasına gönderiliyor. Para Halkbank’ta legal hale dönüştürülüyor ve ardından ABD bankalarına yeniden transfer ediliyor.
Daha sonra Ahmedinejad’ın görev süresi bitiyor. ABD İran’ın yeni hükümeti ile iyi ilişkiler kurmak istiyor ve ambargoyu kaldırıyor.
Tabii ambargo kaldırılmadan önce görüşmeler devam ederken Türkiye’de 17/25 Aralık operasyonları gerçekleştiriliyor.
Türkiye ve Dünya Reza Zarrab adlı kişiyi bu operasyonlarla tanıyor. Gerçi öncesinde magazinsel bir evlilikle zihinlerimize kazınmıştı Zarrab.
Zaten 17/25 aralık operasyonlarında benim de kavramakta zorlandığım şey, FETÖ’nün baştan aşağıya kadar elinde tuttuğu ve haklarında çeşitli iddialarda bulunulan bakanlıkların hiçbirinde operasyon gerçekleştirilmezken, sadece 4 bakanlık üzerinden operasyon yapılması.
Şimdi gelelim asıl konuya. Zarrab olayı ABD’nin başında patlayacak gibi görünüyor. Önce Rusya ve Çin, sonrasında İngiltere ve Almanya, ABD’nin bazı ülkelere ambargo uygulayıp ardından taşeronları aracılığı ile pastayı sadece kendisine pay etmesinden oldukça rahatsızdı. Sanırım bu davaya Türkiye’nin yanı sıra Rusya, İran ve Çin’de müdahil olacak.
ABD ne kadar Zarrab’ı elinde tutuyor olsa da, asıl operasyonları yapan ekibin ele başlarının bir kısmının Türkiye’de, diğer bir kısmı da İran’dadır. Fakat asıl beyin takımı Türkmenistan’da dolayısı ile Rusya’da tutuluyor. Bu kişilerin ellerinde ABD bankalarına aktarılan paraların dekontları ve yine ABD şirketleri ile yapılan ticaretin boyutu mevcuttur.
Çok yakın bir zamanda Trump, bu olaya ciddi yaptırımlar yapacaktır. ABD yargısını önümüzdeki günlerde oldukça hareketli günler beklemektedir.
Zarrab, yakın zamanda ABD için canlı tanık olmaktan çıkıp canlı bomba haline dönüşecek ve yine ABD’nin elinde ve evinde patlayacak gibi görünüyor.
ABD mafya gibi kafasına göre ambargo uygulayıp ardından bu ülkelerden haracını alırken. Ambargo uygulanan ülkelerin komşuları bu ülkelerle alış veriş dahi yaptırılmazken, ABD yaptığı tüm hileli ve hurdalı işlerin hesabını kendi evinde, kendi yargısının önünde vermeye başladı bile.
Dünya kamuoyu, Zarrab sayesinde ABD’nin tüm oyunlarını görecek, izleyecek ve ona göre kararını verecektir.
Bu olay da bize göster di ki, domuzdan post, gavurdan dost olmaz.
Bilal OKUDAN
-
DEVLETLEŞEN STK ve CEMAATLER
-
DEĞİŞTİK, GELİŞTİK, DÖNÜŞTÜK !
-
MÜLTECİLER
-
İRAN, AFGANİSTAN ve PAKİSTAN
-
MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI ve BÜROKRATLAR
-
ABD-İNGİLTERE-TÜRKİYE
-
ÇOCUK ÖLÜMLERİ
-
SON SEÇİM !
-
ABD ve SAVAŞ
-
ARADA KALANLAR
-
TEDAVÜLDEN KALKAN DEĞERLER, MEFHUMUNU KAYBEDEN KELİMELER
-
YARDIM TOPLAMA KURULUŞLARINDAN (SİSTEM KURAN KURULUŞLARA)
-
DAVA ADAMLARINA VEFA
-
28 ŞUBAT DAVASI
-
SOKAK, EYLEM, DAVA !