RÖPORTAJ Diyarbakır Ankara arası “Çaycı nezir”
RÖPORTAJ
Diyarbakır Ankara arası “Çaycı nezir”
Nezir abi Türkiye seni Çaycı Nezir olarak tanıdı. Çaycı Nezir kimdir, ne yapar? Abi bize kendinden bahseder misin?
İsmim Nezir Büyüm. Ben aslen Bingöllüyüm. Bingöl’ün Genç ilçesindenim. Doğma büyüme Diyarbakırlıyım. Lise öğrenimime kadar Diyarbakır’da okul hayatımız devam etti. Sonra okuyamadık. Hayat şartlarından ötürü devam edemedik okula. Halen Diyarbakır’da yaşamaktayım. 27 yıldır Diyarbakır’da esnafım. İş yerimiz Diyarbakır’dadır. Beni Çaycı Nezir olarak bilirler. Ben aynı zamanda Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesiyim. Yaklaşık 4 yıldan beri başta Doğu ve Güneydoğulu ağabeylerimiz, kardeşlerimiz ve dostlarımızın talepleri üzerine Ankara’da ikinci şubemizi açmış bulunmaktayız. Ağabeylerimiz dediler, “Ankara’da bir yerimiz olsun, bir mekanımız olsun, damak tadımıza uygun bir çayımız olsun” dediler. Allah nasip ederse yakın zamanda İstanbul’daki kardeşlerimizin yoğun istekleri üzerine eskimeyen başkentimiz olan İstanbul’da bir şube açmayı planlıyoruz.
Çaycı Nezir bir gün sabahtan akşama kadar ne yapar?
Sabah namazı ile günümüz başlar. Allah’a şükrederiz. Şükür Rabbimizin verdiklerinin elbette ki karşılığı olamaz ama O’nu unutmamalıyız. Namazdan sonra spor yaparım her gün. Koşarım. Sonra dükkanıma gelirim. Sabah 06:00 da Nezir Çay Evi açılmalı. İnsanımız işine giderken çayını içmeli, kahvaltısını yapmalı, işinde daha gayretli olmalı.
İşimizi seviyoruz. Ondan ötürü de işimizin her daim başındayız. Sizin gibi kıymetli kardeşlerimiz geliyorlar nasıl ilgilenmeyiz. Burada birçok çalışan vardır. Bunların her biri gelen misafirlere “hoş geldiniz” demeleri, onlarla ilgilenmeleri ve hatırlarını saymaları bizim temel kuralımızdır.
Dükkanımız sabah açıldığından, akşam kapanana kadar bütün masaları dolaşırım. Onların eksik ihtiyaçları, karınlarının Aç mı? Tok mu? olduklarını sorarım.
Onlar müşteriden önce, misafirdirler. Emanettirler. Nezir Abilerinin emanetleri…
“Her mesleğin bir sırrı vardır.” derler. Çaycı Nezir’in çayının lezzetinin sırrı nedir?
Nezir Çay Evinde bizler çayımızı hazırlarken altı çeşit çay karışımı yapıyoruz. Memleketimizin her yerinden gelen kardeşlerimize hitap etmek için, kendilerinden birer parça lezzet hissetsinler diye altı farklı çay karışımını yaparak çayımızın sunumunu yapıyoruz. Aslında misafirlerimiz çayımızı içerken kardeşliği, memleketi yudumluyorlar.
Nezir Abi herkes bilir ki Doğu ve Güneydoğu Bölge siyaseti Ankara’da Çaycı Nezir’in oradan belirlenir denir.
Değerli kardeşim sizin gibi dostlarımız, bakanlarımız, milletvekillerimiz, valilerimiz, kaymakamlarımız ve sayamadığım birçok siyaset ve bürokrasi adamları yanımıza gelirler, bizi severler ve sayarlar. Allah onların eksikliğini vermesin. Genelde her gün akşamdan sonra burada çay muhabbetleri oluşur. Bölge siyaseti üzerine gündem değerlendirmesi yapılır. Bende Diyarbakır’da 2 dönem Yenişehir ilçemizde meclis üyeliği, 1 dönemde Diyarbakır büyükşehir belediyesi meclis üyeliği yaptım.
Nezir Çay Evine sadece bölge halkı mı gelir?
Nezir Çay Evi tüm vatandaşlarımızın hizmetinedir. Dini, dili, ırkı, mezhebi, partisi ne olursa olsun burası herkesiz yeridir. Burada AK Partilide MHPlide CHPlide HDPlide birçok arkadaşımız gelir. Önemli olan saygıdır. İnsanca konuşabilmektir.
Ankara’ya bölge halkından kim gelse “Çaycı Nezir’e önce uğrayalım” derler. Bu sadece hemşerilik duygusundan mı kaynaklanmakta? Yoksa bölge halkını buraya çeken başka bir şeyler mi vardır?
Çaycı Nezir’e sadece bölge halkı gelmez. Esnaf ve sanatkârlar konfederasyonundaki görevimizden ötürü 81 ilde teşkilatları bulunan konfederasyon başkanlarımız, üyelerimiz, bizi seven kardeşlerimiz, gelirler Çaycı Nezir’e. Onlarla, hoş sohbet, bölge üzerine gündem değerlendirmeleri ve ülke siyaseti üzerine konuşmalarımız olur. Bölgeden Ankara’ya gelen eş-dost kardeşlerimiz derler ki “Ankara’ya oturup çay içebileceğimiz, akıl danışacağımız bir yerdir” Çaycı Nezir’in orası. Bizi severler. Aslında her şey sevgi ile başlar. Sevgi olmayınca kardeş kardeşi göremez. Gözü kararır ailesini seçemez. Bir kardeş dağa gidiyor, ötekisi askere. Kardeş birbirine düşman ediliyor. Yüz yıldır bölgenin durumu, kardeşlerin birbirlerine düşmanlığı üzerine kurgulanıyor.
Çaycı Nezir’in yaşamında örnek aldığı bir isim var mıdır?
Öncelikle her Müslümanın kendisine örnek alması gereken kişi Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V. dır. Bizimde önderimiz, rehberimiz peygamberimizdir. Bu toplumun ve coğrafyanın yaşam gayesidir İslam. Değerlerine sahip çıkmasıyla, milletini ve Alem-i İslam’a hadimlik yapmasıyla benim de bu yüz yıldaki sevdiğim ve benimsediğim lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. Niçin Recep Tayyip Erdoğan? sorusunun cevabı son 13 yıllık iktidarındaki devrimlerinde gizlidir. O son yüz yıllık bölgede oynanan oyunların bozucusudur. 2005 yılındaki Diyarbakır meydanındaki sözleri ile, samimiyeti ve gayretleri ile bölge halkının kalbinde yer edinmiştir. Bölge için son 100 yılda yapılmayan birçok eksikliklerin fazlasını 13 yıllık iktidarında reformları ile kendisini milletin gönlüne konumlandırmıştır.
Çözüm süreci sizce neyi ifade ediyor?
Dilimiz bir, dinimiz bir, coğrafyamız bir, kader birlikteliğimiz birbirimize emanet. Kürtçe bu ülkenin her yerinde kullanılıyor. Televizyonumuzu açtığımızda Kürtçe yayınımız var. Kendi ana dilinde birçok kamu kurumunda kendinizi ifade edebiliyorsunuz. Yüz yıllardır bu coğrafyada huzur ve güvenlik içinde yaşamış milletlerin birbirlerine son 40 yıldır düşman edilmeleri anlamsızdır.
Öncelikle bölge sorunlarında ilk halledilmesi gereken konu kanın durmasıdır…
Önce silahların susması gerekmektedir. İnancınız olsun bölgede hiçbir aile evlatlarını dağa göndermek istemiyor. Dağda şehit olan her asker önce bizim askerimiz. Şehitlerimizi bir araştırın, çoğunluk bölge halkının evlatlarıdır. Ölen PKK taraftarları da bölgenin kendi evlatlarıdır. Bunların birçoğu kaçırılarak, kandırılarak, tehditle dağa çıkarılmış insanlardır. Ben dağa gidenleri asla kabul etmiyorum. Devletimiz büyüktür, elbet bunların, yani dış güçlerin de hakkından gelir. Bizler yeniden silahların susmasını istiyoruz. Bizler devletimizi, memleketin bir çok yerindeki vatandaşlarımdan çok seviyoruz.
Bölgenin temel problemleri nedir?
Bölgemizin en önemli problemi ekonomik sıkıntılardır. Gelin sizle bölgeyi gezelim. İl il, ilçe ilçe dolaşalım. Göreceksiniz kahvehaneler tıka basa gençlerle dolu. Ev ile kahvehane arasında bir ömür geçiyor. İnsanlar çaresizlikten ötürü suç işliyorlar. Elbette bu suç işlemeleri için gerekçe değildir. Oysa devletimiz fabrika yatırımları yapsa, tarımsal faaliyetleri artırsa sorunlar azalacak. Son 13 yılda zaten yapılan yatırımlar ile insanların meşgaleleri oldu. Önceden ağaların topraklarını eken halk, şimdi kendi topraklarına sahip çıkar oldu.
Diğer bir problem gençlerimizi maneviyatlı olarak yetiştiremiyoruz. Çocuklarımızın kalbine vicdan versek ne dağa giderler ne de çabuk kandırılırlar. Her şeyin başı imandır. Anan babaya sadakattir. Tekrardan evlatlarımıza sahip çıkıp onların inançları ve eğitimleri ile ilgilenmeliyiz.
Yaşanan son olaylarda elbette ki siyasi istikrarsızlıktan ötürü kargaşaya mahal verildi. Başta iktidar partisi olmak üzere birçok siyasi partinin bölge için gösterdiği milletvekili ve belediye başkan adayları, maalesef bölgeyi tanımayan isimlerdi. Seçimden seçime sahaya inmeye çalışan, seçim sürecinde bölgeyi turist gibi gezip oyunu alıp giden adamlar oldular.
Millet artık vekilini seçerken kendisinin derdiyle dertlenen isimleri görmek istiyor. Maalesef yüz yıllık geçmişimizde ülkemiz ve özellikle bölge çok kullanılmış, siyasi rant olarak değerlendirilmiş halk. Halk artık vekilin samimiyetini görüyor. Yapılması gereken diğer önemli işte: Seçimlerde devletimiz sandıklara sahip çıkmalı ve siyasi partilerde oylarına sahip olmalı. Güvenli bir ortamda oylarını kullanmalı bölge insanı.
Diyarbakır’a haftalık gidiyorsunuz. Bölge ve Diyarbakır’ın durumu nasıl?
Bölge ve Diyarbakır çok sıkıntılı. İnsanlar sokakta yürürken bile huzursuz. Sabah kalktığında ne olacağını bilemeden korku içinde beklemekten halk yoruldu. Birileri geldi bizim huzurumuzu kaçırdı. Esnaf kan ağlıyor. İşlerimiz durdu. Hava yolu şirketleri uçuşların iptal edildiğini açıklıyor. Diyarbakır Surları ve bağları UNESCO kültür mirası listesine girdi. Turistler akın etmeye başlamıştı güzel şehrimize, haklı olarak bölgeye maalesef korkudan ve endişeden ötürü kimse gelmek istemiyor. Bir an önce silahların susturulup, bu güzel tarih kokan, tarihin yaşandığı, medeniyetlerin beşiği, bu güzel coğrafyanın tüm dünya insanlığının görmesi için turizm çalışmalarının yapılması lazım.
Ben biliyorum ki birçok Kürt mellesi, manevi büyüğü ve dindar Kürtler her gün Allah’ına dua ediyor. Kanın durması, kardeşliğin yeniden yaşanması için, dedelerimiz Yavuz ile İdris-i Bitlisi birbirlerine sahip çıkmışlar. Birlik olursa her şey olur. Rahmetlik Erbakan Hocamızın bir sözü vardır. “Birlik olmazsak ne Kürt kalır ne Türk. Birlik olursak ne İngiliz kalır ne Fransız.” Bu bilinçle olayları irdelemek lazım.
Nezir abi, sizce nedir bütün bunların sebebi?
Bu oyun kuranların bütün derdi İslam ile. Aslında bütün bu akan kanın tek bir sorumlusu var, onlarda İslam düşmanları. Bugün ülke siyasetine bakıldığında birçok siyasi parti bu İslam düşmanlarının taşeronu olmuşlar. Azcık devletlerini düşünmüyorlar. Gidip devletlerini Avrupa bilmem ne mahkemelerine şikayet ediyorlar.
Güzel kardeşim kol kırılır içinde kalır. Bizim problemlerimizi, sorunlarımızı, sıkıntılarımızı, sadece biz çözeriz. Yeter ki oturup konuşalım. Anlaşalım. Bunun adı siyaset ise o zeminde diyalog kuralım tüm siyasi partiler ile. Hiçbir zaman silahla hak istenmez. Biz devletimizin yanındayız.
Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
Kardeşim ben öncelikle sizlere teşekkür etmek istiyorum. Yaklaşık olarak 1 yıldır sizlerle tanışıyorum. Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonunun birçok çalışmasına elimden geldiğince katılıyorum. Özellikle geçtiğimiz dönem Toplumsal Kardeşlik Süreci Projeniz ile 81 ilden gençleri Diyarbakır’ımıza getirdiniz. Orada, eski adıyla Dağkapı, yeni adıyla Şeyh Said Meydanında Milletvekillerimiz ve gençler ile futbol maçı yaptırdınız. “Kardeşlik için yeniden bir daha” dediniz. Çoğu Diyarbakır’a ilk defa gelen yüzlerce gencin Diyarbakır’ı ve bölgeyi sevmesini sağladınız. Allah sizin yaptıklarınızdan razı olsun. Kardeşlik süreci budur. Bu coğrafyaya tüm memleketin evlatlarının gelmeleri lazım. Diyarbakır Ulu caminde bir Cuma namazı kılmaları lazım. Bir yemeğimizi yemeleri, Çaycı Nezir’in çay evinde çaylarını içmeleri lazım.
Tekrardan bizlere vakit ayırdığınız için sizlere teşekkür ederiz.
Bilal OKUDAN
-
DEVLETLEŞEN STK ve CEMAATLER
-
DEĞİŞTİK, GELİŞTİK, DÖNÜŞTÜK !
-
MÜLTECİLER
-
İRAN, AFGANİSTAN ve PAKİSTAN
-
MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI ve BÜROKRATLAR
-
ABD-İNGİLTERE-TÜRKİYE
-
ÇOCUK ÖLÜMLERİ
-
SON SEÇİM !
-
ABD ve SAVAŞ
-
ARADA KALANLAR
-
TEDAVÜLDEN KALKAN DEĞERLER, MEFHUMUNU KAYBEDEN KELİMELER
-
YARDIM TOPLAMA KURULUŞLARINDAN (SİSTEM KURAN KURULUŞLARA)
-
DAVA ADAMLARINA VEFA
-
28 ŞUBAT DAVASI
-
SOKAK, EYLEM, DAVA !