İSRAF
İsrafı önlemek için dünya genelinde yapılan görsel ve işitsel reklamlar aracılığı ile harcanan para ile her gün gıda ve ilaç yetersizliğinden ölen on binlerce çocuğun ölmesini engelleyebilecek miktarda para harcanmaktadır. Yani bu bahsettiğimiz miktar israf için değil israfı önlemek amaçlı yapılan duyurular için harcanan para. Düşünün ki israfın külfeti ne kadardır.
5 yıldızlı oteller ve restaurantlarda yapılan israfla, dünya genelinde açlıktan ölen ne kadar insan varsa hepsini doyuracak kadar yemek çöpe atılıyor. Ya da duş alırken ve dişlerimizi fırçalarken israf ettiğimiz suyla, Afrika'da susuzluktan ölenlerin su ihtiyacını karşılayacak kadar suyu boşa akıtıyoruz.
Para ve teknoloji israfına ne diyeceğiz. Başta şahsım olmak üzere, dünya genelinde insanlar ihtiyacını karşıladığı halde, ellerindeki teknolojik cihazları yenileri çıktığı anda değiştirmektedirler. Yapılan bu israfla, yaşadıkları coğrafyalarda yerin sadece yirmi metre altındaki kaynak suyunu, ellerinde bulunmayan teknolojik imkanlar yüzünden çıkartamayan ve susuzluktan ölen insanların olduğu bir günde yaşıyoruz.
Zevkimiz için fazladan harcadığımız paralarla aylık geliri 50 dolar olan ve aldığı bu 50 dolar ile ailesini doyurmakla kalmayıp, aynı zamanda sağlık giderlerini karşılamaya çalışan insanların olduğu bir dünyada, verilecek olan hesabımızın çok ağır olacağı kanaatindeyim.
Şimdi bazı dünya devletlerinden de söz etmek istiyorum. Mesela Amerika’nın, çok sevdiği Irak Halkını sırf diktatör zulmünden kurtarmak ve onlara demokrasi getirmek amacı ile binlerce kilometre uzaklıktan, Irak'a yardım edebilmek için harcadığı para ve insan kaynağıyla, dünya genelinde açlık ve yoksulluktan ölen kimse kalmazdı. Ya Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, Rusya ve Çin.. Onlara ne demeli? Kendi vatandaşlarından daha çok sevdikleri Orta Doğu Petrollerine pardon “insanlarına” yardım edebilmek için Libya'da, Cezayir'de, Afganistan'da, Kuveyt'te harcadıkları paralar, bütün insanlığın gıda ihtiyacını karşılayacak kadar çok miktardadır.
Birleşmiş Milletler ve NATO denilen kurumlara ne diyeceksiniz. İşleri sadece Büyük İsrail’in kurulmasına hizmet etmek. Siz hiç bu kurumların dünyanın herhangi bir yerinde açlık ve sefaletten ölen insanlara yardım ettiğini duydunuz mu? Onların aklı fikri Orta Doğu Petrolleri pardon insanlarında. Çok seviyorlar bu insanları. Onların demokratik bir ortamda yaşamaları için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Dünya Siyonizm’i bütün insanlığı kendine köle yapmak için geliştirdiği tezleri bir bir tüm coğrafyalarda uygulamaya koyuyor. Bahsettiğim kurumları ve ülkeleri de çıkarları için kullanmaktan çekinmiyordu. Bu konuda uyguladıkları en önemli tez bir ülkeyi ele geçirmek istiyorlarsa hemen şu maddelerin o ülkede gerçekleşmesi için gerekli uygulamaları devreye sokarlar.
1. Aç bırakacaksın
2. İşsiz bırakacaksın
3. Borca esir edeceksin
4. Dinlerinden uzaklaştıracaksın
5. Bölüp parçalayacaksın.
Böylece kolay lokma haline gelen bu ülkeleri istediğin gibi sömürme rahatlığına erişeceksin.
Yukarıda belirttiğimiz ülkeler ve Siyonizm, güya okumaya muhtaç, sağlık sorunları olan, yoksullukla mücadele eden ve çeşitli sosyal olaylarla alakalı kurdurdukları yardım vakıfları aracılığı ile girdikleri mazlum coğrafyalardaki insanları yardım bahanesi ile kobay olarak kullanmaktadır. Belirledikleri üstün yetenekli kşmseleri de zamanı geldiğinde o ülkeleri sömürge haline getirmek için yardımcı olabilmeleri amacıyla özel olarak yetiştirmektedirler. Biz buna iş birlikçi insan kaynağı diyoruz.
Çok acıdır ki dünyanın neresinde açlık, kıtlık, sefalet ve iç savaştan kaynaklı ölümler varsa hepsinin yer altı kaynakları ve bereketli tarım arazileri vardır. Bu insanlar bu kadar bereketli tarım arazisi ve su kaynağı içerisinde iken neden açlık ve sefaletle boğuşuyorlar. Çünkü Siyonizm ve yukarıda ismini saydığımız ülkeler bu zenginlikleri sömürmek için bu insanları acımadan ölüme terk etmektedirler.
Peki biz ne yapacağız? : Kızılay, İHH, Cansuyu gibi dünya genelinde tüm mazlumlara elini uzatan kurumlarımız zaten var. Bunları biraz daha fazla güçlendirmemiz gerekiyor. Asıl yapılması gereken fikir ve değer üreten yardım vakıfları kurmaya devam edeceğiz. Fakat onlar gibi bu vakıflar aracılığı ile sömürgecilik faaliyeti yürütmeyeceğiz. O ülkelerdeki insanları eğiteceğiz ve kendi kaynaklarını nasıl kullanmaları gerektiğini onlara anlatacağız.
Bilal OKUDAN
-
DEVLETLEŞEN STK ve CEMAATLER
-
DEĞİŞTİK, GELİŞTİK, DÖNÜŞTÜK !
-
MÜLTECİLER
-
İRAN, AFGANİSTAN ve PAKİSTAN
-
MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI ve BÜROKRATLAR
-
ABD-İNGİLTERE-TÜRKİYE
-
ÇOCUK ÖLÜMLERİ
-
SON SEÇİM !
-
ABD ve SAVAŞ
-
ARADA KALANLAR
-
TEDAVÜLDEN KALKAN DEĞERLER, MEFHUMUNU KAYBEDEN KELİMELER
-
YARDIM TOPLAMA KURULUŞLARINDAN (SİSTEM KURAN KURULUŞLARA)
-
DAVA ADAMLARINA VEFA
-
28 ŞUBAT DAVASI
-
SOKAK, EYLEM, DAVA !