LOZAN !
Follow @bilalokudan
bilal.okudan@genckonfed.org
LOZAN
LOZAN BİR ZAFER DEĞİLDİR
LOZAN BİR UZLAŞMADIR
LOZAN ZORUNLU BİR ATEŞKES ANLAŞMASIDIR
LOZAN Osmanlı’nın yıkılması değil , geçiçi bir süre faaliyetlerine son vermesidir. Ünlü tarihçi ARNOLD TOYNBEE ‘nin dediği gibi ; ‘Osmanlı devleti durdurulmuş bir medeniyettir. Ölmüş bir medeniyet değildir.’
Bu durdurulma ve dondurulma SEVR ile masaya yatırılmıştır. OSMANLI, SEVR’de durdurulan ve LOZAN’la dondurulan bir medeniyettir . İşte bu gün dondurulan OSMANLI tekrardan ayağa kalkıyor bütün mesele budur.
İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalanan Lozan anlaşmasının üzerinden tam 93 yıl geçti. İki ayrı safhada gerçekleştirilen Lozan konferansı sonucunda Türkiye cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak tanındı. Bu Lozan görüşmelerinin bize sağladığı en büyük kazanımdı. Fakat biz bir devlet olarak tanınırken , kurtuluş savaşında belirlediğimiz Misak-ı Milli sınırlarının tamamına sahip olamıyorduk.
20 kasım 1922 de Lozan görüşmeleri İsviçre’nin Lozan şehrinde , TBMM temsilcileriyle İngiltere , Fransa ,İtalya , Japonya , Yunanistan ,Romanya ,Bulgaristan , Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri arasında başlamıştır.
Osmanlı borçları, boğazlar , Musul, azınlıklar ve kapitilasyonlar gibi sorunlar üzerinde uzun görüşmeler yapılmıştır. Temel konularda anlaşma sağlanamayınca , 4 şubat 1923 de görüşmeler bitirilmiştir. Savaş ihtimali tekrar gündeme gelmiş ve Türk Ordusu savaşa hazır hale getirilmiştir.
Görüşmelerin tıkanmasını, HAİM NAUM adında İstanbul Hahambaşı ,engelleyerek tekrardan başlatılmasını sağlamıştır. Haim Naum öncülüğündeki azınlık temsilcilerinin arabuluculuk görevi üstlenmesiyle, Lozan görüşmelerine tekrar başlanılması tarihte hep bir soru işareti olarak kalmıştır.
Tarafların karşılıklı tavizleriyle görüşmeler 23 nisan 1923 tarihinde tekrar başlamış ve 24 temmuz 1923 tarihinde bitirilmiştir. Böylece Lozan barış anlaşması imzalanmıştır.
Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma , uluslar arası hukuka göre , her ülkenin kendi meclisinde görüşülerek kabul edilmiştir.
Anlaşma sırasıyla;
TBMM’ de 23 ağustos 1923’ de,
YUNANİSTAN tarafından 25 ağustos 1923’de,
İTALYA tarafından 12 mart 1924’de,
JAPONYA tarafından 15 mayıs 1924’ de ,
İNGİLTERE tarafından ise 16 temmuz 1924 tarihinde imzalanmıştır.
Böylece anlaşma 6 ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Lozan anlaşması imzalanmadan önce ülkemizde çok önemli olan iki olay meydana gelmiştir.
- Bu anlaşmayı pek çok taviz verileceğinden dolayı , 1. Millet meclisi imzalamamıştır. Bunun üzerine 28 haziran 1923 yılında yeniden seçim yapılarak , 2. Millet meclisi oluşturulmuş ve anlaşma imzalanmıştır.
- İngiltere ve İtalya gibi devletler , anlaşmayı ancak HİLAFET kaldırıldıktan sonra imzalamışlardır.
Bu güne kadar hep merak edilen bu iki önemli hususun üzerine gitmek ve bu iki noktayı aydınlatmak gerekir. Özellikle Hilafetin kaldırılması fikrini , önce İsmet Paşa’ya ve daha sonra da Mustafa kemal Paşa’ ya benimseten HAİM NAUM Efendinin çok iyi analiz edilmesi lazım.
HAİM NAUM Efendi , Lozan’ın resmi heyetinde yoktur. Fakat İsmet Paşa onu kendisine danışman olarak seçmiştir. Haim Naum , Amerikalı ve İngiliz yetkilerle görüşerek , Lozan da Türk devletini tanımalarını istemiştir. Haim Naum ‘un özellikle ingiltereye Türkiye adına verdiği taahhutler bu güne kadar hep tartışılmıştır.
Olayın kırılma noktası elbette HİLAFETİN kaldırılmasıdır. Hilafet 3 mart 1924 tarihinde kaldırılmıştır. Bunu Haim Naum başarmıştır. Bununla ilgili olarak , Lozan’ın 2. asli üyesi olan Dr. Rıza Nur’un[ hayat ve hatıralarım c.3, sh, 1049-1050] eserine bakılabilir.
Aynı şekilde, Türkiye'de en üst seviyede askerî ve siyasî görevlerde (Bakanlık, Başbakanlık, Meclis İkinci Başkanlığı...) bulunmuş olan Rauf Orbay, aynı hususla ilgili olarak şunları kaydediyor: "İsmet Paşa, anlaşıldığına göre, Lozan'da İngilizlerle bir çeşit gizli arabuluculuk rolü oynayan İstanbul Yahudi Hahambaşı Haim Naum Efendinin telkinleriyle, Hilâfetin artık ne şekilde olursa olsun Türkiye'de devamına müsaade edilmeyip, derhal kaldırılması fikrini tamamıyla benimsemiş bulunuyordu." (Feridun Kandemir, Hatıraları ve Söyleyemedikleri ile Rauf Orbay, s, 96–97)
Bu anlaşmayla birlikte Haim Naum’un düşündüğü pek çok şey maalesef gerçekleşmiştir. Muhterem Erbakan hocamızın ifade ettiği gibi ,Haim Naum planıyla Türkiye ye şunlar yapılmak istenmiştir;
- Aç bırakmak
- İşsiz bırakmak
- Borca esir etmek
- Dininden uzaklaştırmak
- Bölüp birbirine düşürmek
- Yumuşak lokma haline getirmek
Yukarıdaki maddeler uygulanmış ve Türkiye büyük bir sıkıntı içerisine sokulmuştur. Amaçları büyük İsrail için Türkiye yi parçalamak olmuştur.
Ancak , Muhterem Erbakan Hocamızın deşifre ettiği bu planlar bu gün devre dışı kalmıştır. Artık Lozan elbisesinin bize dar geldiğini söylemek gerekiyor. Kurtuluş savaşında asli olarak kabul edilen Misak-ı Milli sınırlarımıza doğru harekete geçtiğimiz aşikardır. Aynı zaman da dondurulan Osmanlı devleti uyanmaya başlamış eski bölgelerindeki her gelişmeye müdahale edeceğini deklare etmiştir. Bu gün Lozan üzerinden yapılan bu tartışmaların temel nedeni budur.
15 temmuz girişiminin de bu kapsamda değerlendirilmesi doğru olacaktır. Artık yurtta ve dünyada susan bir Türkiye değil , Türkiye de ve dünyada adalet diyen bir Osmanlı vardır. Daha doğrusu Lozan anlaşmasıyla geçici bir süre faaliyetlerine son veren Osmanlının geriye dönmesi gerçeği vardır.
Zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Bilal OKUDAN
-
DEVLETLEŞEN STK ve CEMAATLER
-
DEĞİŞTİK, GELİŞTİK, DÖNÜŞTÜK !
-
MÜLTECİLER
-
İRAN, AFGANİSTAN ve PAKİSTAN
-
MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI ve BÜROKRATLAR
-
ABD-İNGİLTERE-TÜRKİYE
-
ÇOCUK ÖLÜMLERİ
-
SON SEÇİM !
-
ABD ve SAVAŞ
-
ARADA KALANLAR
-
TEDAVÜLDEN KALKAN DEĞERLER, MEFHUMUNU KAYBEDEN KELİMELER
-
YARDIM TOPLAMA KURULUŞLARINDAN (SİSTEM KURAN KURULUŞLARA)
-
DAVA ADAMLARINA VEFA
-
28 ŞUBAT DAVASI
-
SOKAK, EYLEM, DAVA !